Sezai Karakoç

Sürgün Ülkeden...

Attila İlhan
Cahit Zarifoğlu
Sezai Karakoç
Cemil Meriç

MONA ROZA

Mona Roza, siyah güller, ak güller 

Geyvenin gülleri ve beyaz yatak 

Kanadı kırık kuş merhamet ister 

Ah, senin yüzünden kana batacak 

Mona Roza siyah güller, ak güller

 

Ulur aya karşı kirli çakallar 

Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa 

Mona Roza, bugün bende bir hal var 

Yağmur iğri iğri düşer toprağa 

Ulur aya karşı kirli çakallar

 

Açma pencereni perdeleri çek 

Mona Roza seni görmemeliyim 

Bir bakışın ölmem için yetecek 

Anla Mona Roza, ben bir deliyim 

Açma pencereni perdeleri çek..

 

Zeytin ağaçları söğüt gölgesi 

Bende çıkar güneş aydınlığa 

Bir nisan yüzüğü, bir kapı sesi 

Seni hatırlatıyor her zaman bana 

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi

 

Zambaklar en ıssız yerlerde açar 

Ve vardır her vahşi çiçekte gurur 

Bir mumun ardında bekleyen rüzgar 

Işıksız ruhumu sallar da durur 

Zambaklar en ıssız yerlerde açar

 

Ellerin ellerin ve parmakların 

Bir nar çiçeğini eziyor gibi 

Ellerinden belli oluyor bir kadın 

Denizin dibinde geziyor gibi 

Ellerin ellerin ve parmakların

 

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona 

Saat onikidir söndü lambalar 

Uyu da turnalar girsin rüyana 

Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar 

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

 

Akşamları gelir incir kuşları 

Konar bahçenin incirlerine 

Kiminin rengi ak, kimisi sarı 

Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine 

Akşamları gelir incir kuşları

 

Ki ben Mona Roza bulurum seni 

İncir kuşlarının bakışlarında 

Hayatla doldurur bu boş yelkeni 

O masum bakışlar su kenarında 

Ki ben Mona Roza bulurum seni

 

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza 

Henüz dinlemedin benden türküler 

Benim aşkım sığmaz öyle her saza 

En güzel şarkıyı bir kurşun söyler 

Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

 

Artık inan bana muhacir kızı 

Dinle ve kabul et itirafımı 

Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı 

Alev alev sardı her tarafımı 

Artık inan bana muhacir kızı

 

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak 

Meyvalar sabırla olgunlaşırmış 

Birgün gözlerimin ta içine bak 

Anlarsın ölüler niçin yaşarmış 

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

 

Altın bilezikler o kokulu ten 

Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne 

Bir tüy ki can verir bir gülümsesen 

Bir tüy ki kapalı gece ve güne 

Altın bilezikler o kokulu ten

 

Mona Roza siyah güller, ak güller 

Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak 

Kanadı kırık kuş merhamet ister 

Aaahhh! senin yüzünden kana batacak! 

Mona Roza siyah güller, ak güller

 

BALKON

Çocuk düşerse ölür çünkü balkon

Ölümün cesur körfezidir evlerde

Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların

Anneler anneler elleri balkonların demirinde

 

İçimde ve evlerde balkon

Bir tabut kadar yer tutar

Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen

Şezlongunuza uzanın ölü

 

Gelecek zamanlarda

Ölüleri balkonlara gömecekler

insan rahat etmiyecek

Öldükten sonra da

 

Bana sormayın böyle nereye

Koşa koşa gidiyorum

Alnından öpmeye gidiyorum

Evleri balkonsun yapan mimarların

Ana Sayfa l Altın Levhalar l Posta Kutusu l Sayha Sohbetleri l Düşünce l Kayseri Yazıları l Kayseri Resimleri l Şiir & Şair l Gelişi Güzeller l Hikâye l Sayha Tarihi l Sayha Arşivi l Ustalardan l FormZiyaret Defteri l Sayha Hakkında l Linkler l E - Posta 1 l E - Posta 2