Sürgün
-ammar'a sevgiyle-
macaristan'da bir tren istasyonu
iç hatlar
gelen tren nereye gidebilir ki?
afrikalı leo da olmasa hüngür hüngür ağlardın
yitirdiğin iklimden bir şeyler var bu kitapta
buhur kokulu bir rüzgar
kırık kalbini okşayan
annene götürüyor seni
annen bir buse konduruyor yanağına
tren kalkıyor
kaybolmadan gidiyorsun
mehdi'yi bekleyen çocuklar
-asaf hüseyn'e-
her şey bir rüzgâra bakıyor ağabey
bakma esrar çekip mayıştıklarına
bir gün var ya bu mağribli çocuklar
bir gün yakacaklar paris'i
wish you were here
işte böyle sevgili humeyni
seni pink floyd'un bir şarkısıyla anmak
da varmış
how I wish you were here
bu beş yıldızlı otelde
rulet masasının dibinde
islam düşüncesini tartışırken
üstadlarımız
pat diye peydah olmalıydın sen
yerde eski bir seccadenin üstünde
oturup öylece susmalıydın
bir de mehdi haşimi olmalıydı yanında
bre gafiller diye gürlemeliydi
kurşun geçirmez camlardan halkın sesi
geçer mi?
ah hurma dalları...
yoksul mescidim...
allahuekber diyen adam
etrafına bakıp allahuekber dedi
ve bu aşamada
aslında bütün aşamalarda
ekleyecek bir şeyi yoktu
|