Hakan Albayrak

Sürgün

Ahmet Hamdi Tanpınar
Nurullah Genç
Hakan Albayrak
Osman Sarı

Bir Dostun Başarısıyla İftihar Edememek Ne Kötü

Ebu Zerr'den izler taşıyan mazbut bir Müslüman'dı. Evita'nın tabiriyle "gömleksiz", halkımızın tabiriyle "baldırıçıplak"tı. Cebindeki para üç-beş kuruşu geçmezdi hiç. Onu da ecmain'in karnını doyurmaya harcardı. Bu minval üzre geçen haysiyet dolu günlerden sonra bir gün milletvekilliğine soyundu. Fakat partisi ona vize vermedi. O buna çok içerledi. İntikam yemini etti. "Bir gün" dedi, "milletvekilleri benim kapımda el-pençe divan duracaklar."

Hemen bir şirket kurdu. Şirketi hemen holdinge dönüştü. Seçimlerin üstünden bir yıl bile geçmeden milyarlara para demez oldu. Zamanla trilyonlara da para demez oldu. Ama yoksul arkadaşlarının telefonlarına çıkmayı terkettiği için bu trilyonlar beş para etmedi. Ne gam! Gazetelerde holdinginin tam sayfa ilanları çıkıyor işte; yeni fabrikasının açılış törenine katılan saygıdeğer belediye başkanlarına, saygıdeğer parti liderlerine ve saygıdeğer milletvekillerine şükranlarını sunuyor.

Evet, başardı. Milletvekillerini ayağına getirdi sonunda. Ağzı kulaklarına varıyor. Yalakalarına gururla bakıyor. Sonra ufka çeviriyor gözlerini. O da ne? Ufukta hiçbir şey göremiyor. Ürpererek farkediyor ki: ömrü bu yalakalarla geçecek.

 

Ana Sayfa l Altın Levhalar l Posta Kutusu l Sayha Sohbetleri l Düşünce l Kayseri YazılarıŞiir & Şair  l Hikâye l Sayha Tarihi l Ustalardan l Ziyaret Defteri