Sayha kaldığı yerden aynı hız, şevk ve heyecanla
devam ediyor. Dostlar, dostluklar sağ olsun, ne
zaman yorulacak, sendeleyecek olsak hemen omuz
verip yardımcı oluyorlar.
Dünya dönüyor.
Gündem, kısa kış günleri
gibi anında geçiyor, değişiyor. Müslümanın gündemi de "moderniteye" uymuş,
kendisine sunulan ne ise onunla yetiniyor. Birkaç ay öncesine bakınca
nazarlarımızın çevrildiği Filistin, Afganistan gibi coğrafyaların önemini
kaybettiğini, Irak'ın ise haberlerde duyduklarımız kadar olduğunu müşahede
ediyoruz. Türkiye'nin içine girdiği seçim atmosferi, bizi özele yönlendiriyor.
Kulaklarımız duymuyor; gözlerimiz görmüyor; kalplerimiz hissetmiyor. Müslümanlar
da modernleşiyor, ne acı!
"NTV’deki Seçim Meydanı programında “Amerika’nın Irak halkını diktatörlükten
kurtarma hassasiyetini paylaşıyoruz” gibi şeyler söylediniz.
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush, başını iki elinin arasına
almış, dirseklerini çalışma masasına dayamış, “Ne yapsak, nasıl etsek de şu
zavallı Irak halkını diktatörlükten kurtarsak?” diye kara kara düşünüyor; öyle
mi?
Buna
inanıyor olamazsınız!"
Hakan Albayrak böyle bir soru sormanın ıztırabını yaşıyor olmalı R. Tayyip
Erdoğan'a. İslami kimlikli patronlarımız zalim patronlardan daha zalim
olabiliyor. Bizse lakayt bir ümmet, Allah'a nasıl hesap vereceğimizin
tefekküründen oldukça uzağız.
Bir yerlerde vahim bir yanlışlık var. Müslümanlar olarak bu yanlışlığın
merkezindeyiz galiba. Allah affetsin...
|